FERAH UZUNDURUKAN

***

"Hayatın bir illüzyon olduğunu düşünüyorum. Neyi düşünüyor, neye odaklanıyorsak onu yaşıyoruz" diyen Oya Kalender iş dünyasında varlığını ispatlamış başarılı bir iş kadını.

Çocukluk hayalim dediği Oya Kalender Brand&People Solutions isimli şirketinin başında 22 yılı devirmiş. Geçtiğimiz günlerde aldığı "Yılın en başarılı iş geliştirme şirketi" ödülü ile de başarısını bir kez daha tasdiklemiş.

Aynı zamanda "Anne Meclisi Derneği'nin de kurucusu olan Oya Kalender sosyal sorumluluk anlamında da başarılı projelere imza atıyor. Üç çocuk annesi olan Kalender kendini neşeli, pozitif ve tuttuğunu koparan biri olarak tanımlıyor...

Oya Kalender ile içerikli bir röportaj gerçekleştirdik...

OYA KALENDER

***

''KARIYER HEDEFİMDE EZBERLERİ BOZDUM''

UZUNDURUKAN:  Başarılı iş kadını profilinizden başlarsak, öncelikle bize biraz kariyer ve meslek yaşamınızdan, kurumunuzun markasından bahseder misiniz?

KALENDER:  Belki söze başlarken öncelikle söylemem gereken şey, genel kural gibi görünen eğitim ve kariyer basamaklarında benim biraz sırayı değiştirerek ilerlemiş olmam. Ben önce evlendim, sonra anne oldum, sonra yarım kalan eğitimime devam ettim ve en sonunda çocukluk hayalim olan iş insanı olma yolunda  şirketimi kurdum. 

Oya Kalender Brand & People Solutions bir iletişim ve iş geliştirme şirketidir.  Biz markaların, şirketlerin bilinirliğini arttırmak üzere; iş geliştirme, proje oluşturma, saha uygulamaları, etkinlik yönetimi, medya planlama ve raporlama alanında deneyimli, dinamik, vizyoner ve alanında en iyi uzmanlardan oluşan ekibimizle kesintisiz tam hizmet prensibiyle çalışıyoruz.

Sahip olduğumuza inandığımız aklî ve fiili melekeleri hayata geçirmek üzere kurulduk aslında kendimizden yola çıktık.

''BAŞARI, BİR İDEAL İÇİN YOLA ÇIKMAK VE PES ETMEMEKTİR''

UZUNDURUKAN:  Sizi meslek hayatınızda başarıya taşıyan unsurlar neler oldu?

KALENDER: Öncelikle çok teşekkür ederim. Başarı kavramı sanırım her kültürde başka bir şekilde algılanıyor. Kimileri için para, kimileri için nüfuzlu bir çevre, kimileri için kabadayılık, kimi kültürler için çok çocuk yapmak bile başarılı sayılabiliyor. 

Bana göre başarı; bir idealiniz için yola çıkmak ve pes etmemek. Gerçekten sizi heyecanlandıran bir idealiniz hedefiniz varsa o yolda yürüyebilmek bile bir başarıdır. Ben ortaya bir iş, bir eser çıkartma noktasında tutkulu ve sebatkârım, inatçıyım. İkincisi dostlarımla ve iş çevremle ilişkilerimi uzun sürdürebilen birisiyim. Hiçbir kapıyı kapatmam, daha doğrusu kapatacak seviyeye getirmem. Özellikle iş çevremdeki ilişkilerimde seviyeli, mesafeli, ölçülü, bir o kadar da dürüst ve samimiyimdir. Bu dengeyi kurabilmek biraz da kişilik yapınızla ilgili diye düşünüyorum.

 ''KADINININ ÇÖZÜMSEL ZEKASI FARK OLUŞTURUYOR''

UZUNDURUKAN:  İş hayatı zorlu bir arena. Üstelik siz kadın kimliğinizle bu arenada yer alıyorsunuz. Mantık-zekâ ve kadın duygusallığını da işin içine katarsak bu üç faktörü kariyerinizde nasıl harmanlıyorsunuz?

KALENDER: Kadın duygusallığı derken burada ağlak bir duygusallıktan bahsetmiyoruz öyle değil mi?  :) Duygusal zekası desek, sezgileri desek daha isabetli olacak.  

Ben, problemlere kadınların erkeklerden daha geniş vizyonla baktıklarını biliyorum, bu bilimsel olarak da kanıtlandı. Bu, kadının ve erkeğin beyin nöron bağlarındaki farklılıkla alakalı. Kadınlar önlerine gelen problemlerde onlarca adım sonrasını görüp hesap yapabiliyor ve problemi çözmede sonuç odaklı ilerliyor. Erkekler bir problemde tek tek önüne geldikçe adım adım çözerek ilerliyor. Tabii ben de kadın olmanın avantajını kullanmış olmakla birlikte, bunlara ilaveten aileden gelen pratik zekâm, olayları gerektiği yerde birbirine bağlamak, gerektiği yerde çözme veya son noktayı koyma, gerekirse kesin bir tavırla inisiyatif kullanma kabiliyetini de eklediğimizde sorunuza cevap vermiş oluyorum. :)

UZUNDURUKAN:   Günümüz toplumunda maalesef "kadın" olmak tek başına bile hayli zorken az önce de ifade ettiğim gibi siz bu durumun üstüne bir de başarılı iş kadını etiketi ekliyorsunuz. Bu vasıflara sahip olmak kolay değil elbet. Oya Kalender bu anlamda her zorluğu yenebilecek güçlü birisi mi? Hiç yorulduğunuz, vazgeçmek istediğiniz oldu mu?

KALENDER: Evet. Net! Oya güçlü bir birey ve çok şükür ki  anne ve babasından yana şanslı. Erken çocukluk evresinden beri birey yerine konmuş, sözü dinlenmiş, söz verilmiş biri. Karakteristik olarak da tuttuğunu koparan, inandığı işin peşini bırakmayan biri Oya.

''ANNE OLMAK BİR NEVİ KOÇLUKTUR''

UZUNDURUKAN:  Duygusallıktan yola çıkarak anneliğinize geçiş yapalım. Kaç çocuğunuz var ve siz nasıl bir annesiniz?

KALENDER: Erken yaşta anne olanlardanım. 3 evladım var. Her biri birer yetişkin artık. Oğullarım uzun yıllardır yurt dışında yaşıyorlar. Üniversite eğitimi için gittiler ve iş hayatına da orada devam ediyorlar. Kızım burada, İstanbul'da. Şükürler olsun her biri kendi alanlarında başarılı ve güzel ahlaklı bireyler oldular.

Ben bir parça ''Alman anne'' modeliyim. Doğdukları andan itibaren disiplini, kurallarımı şefkat ve sevgimle harmanladım. Bana göre  annelik; aslında bir nevi koçluktur, öğretmenliktir, dostluktur. Bir taraftan ''hadi yapabilirsin, başarabilirsin'' diyerek delicesine koşmasını sağlarken, bir taraftan ''insani ve etik değerler bunlar bunlardır, kendin için koşarken kimseyi ezme'' diyebilmektir. Önce iç disiplini, sonra ipleri onların eline verebilmektir.

UZUNDURUKAN:  Çocuklarımızla anne mi, arkadaş mı olmalıyız? Siz bunun dengesini nasıl kuruyorsunuz?

 KALENDER: Bu ''cevabını bildiğim, ama nasıl doğru anlatabilirim?'' dediğim bir sor. Şimdi, eğer herkesin annelikten anladığı, çocuklara sürekli karışmak, onları yönetmek, kısıtlamak, sorgulamak, cezalandırmak ve bunun gibi şeylerse ben anne değilim.

Arkadaşlık kavramı; onları baştan çıkarmak, kötü yola sürüklemek, boş boş lakırdılar etmek ve hiç bir şey katamamak ise ben arkadaş değilim.

 Ben tabii ki onların biyolojik anneleriyim. Ama çocukluklarından beri onları büyük insan yerine koyarak davranmaya çalıştım. Saygı duydum, dinledim, söz ve seçim hakkı verdim. Onlara bıraktım kararlarını mesela. Onlar adına büyük kararlar vermedim ve babalarının da vermemesi için onunla konuştum. Sonra onlar büyüdükçe hayat daha da keyifli hale geldi. Şimdi artık kızımla da oğullarımla da konuşamayacağım bir zerre yok. Yakın bir arkadaşımla paylaştığım tüm şeyleri çocuklarımla büyük bir keyifle konuşabiliyorum. Ve asıl daha da güzeli, onlar da bana hayatın her alanındaki düşüncelerinden, sıkıntılarından, tabulardan, ilişkilerinden ve birçok anne babanın karşı gelebileceği birçok deneyimlerinden söz edebiliyorlar. Biliyoruz ki hayat çok kısa ve buraya (en azından hatırlayacağımız şekilde) bir kez geldik. O yüzden kavgayla dövüşle, zıtlaşmayla bu ömürü ziyan etmemek lazım. Ayrıca onlar bizim malımız değil. Biz onlara kanal olduk ve buraya gelmelerini sağladık ve bir süre de bakımlarını üstlendik. Bu kadar.

UZUNDURUKAN:  Anneliğiniz adına kendinizden ödün verdiğiniz oldu mu?

 KALENDER: İlk birkaç yıl çok istediğim iş hayatına giremedim, evet o bir ödün vermeydi. Çünkü idealleri ve hayalleri olan birinin erken evlenmesi, aile, eş, çocuk sorumluluğunu alması kolay bir şey değildir. Sonuçta zorla evlendirilmemiştim, ben seçmiştim ve mutlu bir yuvaydı. Her zamanki Oya, geleceğe, hayata, çocuklarına pozitif duygularla bakan ve onları en güzel şekilde yetiştirmenin önemli olduğunu bilen bir kadındı. Yani şunun çok farkındaydım demek istiyorum; Şu an evlilik ve çocuklarımla huzurlu bir aile olmamız çok değerli, sonra başka bir moda geçerim nasıl olsa, sorun değil, ama şimdi burası kıymetli. Sanırım içimdeki güce sonsuz inanıyorum. Nereye, nasıl, ne zaman geçersem geçeyim ben yaparım. Orada da mutlu, verimli, üretken ve paylaşımcı olurum.

 ''25 YÜREKLİ İNSAN İLE YOLA ÇIKTIK''

UZUNDURUKAN:  "Anne Meclisi" adını taşıyan başarılı bir derneğin de kurucususunuz aynı zamanda. Bu fikir nasıl oluştu? 

KALENDER: Anne Meclisi Derneği tamamen ilhamla kurulan bir dernektir. Geçmişte, daha derneğimiz kurulmadan önce şirketimize ulaşan farklı yardım taleplerine bireysel imkanlarımızla geri dönüş sağlıyorduk. Hapishanede yaşayan anneler, köy okullarının derlenip toparlanması, köyde ve kasabalarda yaşayan annelerden gelen talepler üzerine onlara psikolog destekleri gibi bir çok ufak organizasyon çalışmaları yaptık. Gönlümüzün bir tarafında dernekleşmek hep vardı. Ve yıllar sonra bir gün bir ilhamla derneği kurmaya karar verdik. 25 güzel yürekli insanla yola çıktık. 6 ay alt yapısını hazırladık sonra resmi olarak dernekleştik.

UZUNDURUKAN:  Anne Meclisi neler yapar? Kapıları herkese açık mıdır?

KALENDER: Öncelikle  belirtmek isterim ki, derneğimiz üyelerinin benimsediği bir gerçeklik var; bu da ''ANNE'' tanımımız. “Anne, doğurma eylemine bakılmaksızın bir canlı bakımına katkıda

bulunandır. Anne olmak cinsiyet, akrabalık durumu ve yaştan bağımsızdır.”

Misyonumuz; Anne ve anne adaylarının, temel anne haklarına sahip olduğu, doğru bilgi ile donatıldığı bir dünyada gelecek nesillerin huzurlu ve mutlu şekilde yaşaması için ilham kaynağı olmaktır.

Vizyonumuz ise, anne ve anne adaylarının, annelik kimliği ile ilgili tüm haklarını savunmak ve annenin gelişimine yönelik dünya çapında kapsayıcı görev üstlenmektir.

UZUNDURUKAN:  İş kadınlığı, annelik, STK başkanlığı dedik. Hepsinde ayrı ayrı başarılısınız. Peki tüm bunları bir kenara koyup soralım. Bu vasıflarının dışında sadece Oya Kalender nasıl biri?

KALENDER: Oya Kalender, neşeli, hayat dolu, pozitif, hümanist, paylaşmayı, ikramı, misafir ağırlamayı çok seven, çalışkan biri. Hayat amacımın paylaşmak ve iletişim yoluyla sevgiyi yaymak olduğunu düşünüyorum.

UZUNDURUKAN:  Sizin baktığınız noktadan hayat nasıl görünüyor?

KALENDER: Ben hayatın bir illüzyon olduğuna inanıyorum. Neyi düşünüyorsak, neye odaklanıyorsak onu yaratıyoruz. Bunu deneyimlerimle biliyorum. Mesela o yüzden ben günde bir kere haberleri hızlıca özet dinler geçerim. Tekrar tekrar kendimi, ruhumu aşağıya çekecek hiçbir şeyle ilgilenmem. Kimseyle dalaşmam, kimsenin söylediklerini kafama takmam, dedikodu yapmam (zaten gerçekten vaktim yok), ve sanırım o yüzden hayatım gün geçtikçe daha dingin, huzurlu ve zenginlik içinde. Zenginlik sadece para değildir, güzel bir ekibim, dostlarım, akrabalarım ve ailem.... Daha ne olsun, şükürdeyim.

UZUNDURUKAN:  İçinizde bir yerlerde yapamadıklarınız, özlem duyduklarınız var mı?

KALENdER: Yok çok şükür. Sadece yeni hedeflerim var.

UZUNDURUKAN:  Gündeminizde işinize ve derneğe dair yeni projeler nedir?

KALENDER: 22 yıldır iş hayatındayım ve kendi şirketimi yönetiyorum. İşim de zaman içinde evrildi. Bu güzel bir şey, ''an''da yaratım ve  değişim vardır.

İletişim ve iş geliştirme şirketimizin yanısıra pandemi dönemimde gelişen Onka Global dış ticareti oluşturduk. Dünyanın farklı yerlerine istenen ürünleri temin edip gönderiyoruz. Yanısıra yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yatırım yapmasını sağlıyoruz. Neşeli, heyecanlı, eğlenceli işler...  

Şimdi çok yakında üretime dayalı bir iş kuruyor, yeni bir marka yapılandırıyoruz. Yenilikçi, nano teknolojik ürün gamına sahip bir marka. Hedefimiz sadece Türkiye değil, tüm Dünya'ya satmak. Teknolojinin ve internetin sayesinde bunu kolaylıkla başaracağımıza inanıyorum.

Derneğimizin de şahane yeni projeleri geliyor. Türkiye çapında en az 10 ilde hayata geçireceğimiz yeni bir projeye başlıyoruz. Valilik tarafından onaylanan ve protokolünü imzaladığımız ilk ilimiz Yalova, sonra Ağrı, Adana, Osmaniye, Kocaeli ve diğer iller gelecek. Türkiye disleksi vakfı ve Anne Meclisi Derneği el ele vererek 10 ilde 3 - 10 yaş aralığındaki çocuklarımızı öğrenme güçlüğü testlerinden geçirerek seviyelerini tespit edeceğiz, bir taraftan ailelerine bu konuda bilinçlendirme ve eğitim seminerleri vereceğiz. Bunun dışında İsveç konsolosluğuna ve İçişleri bakanlığına sunduğumuz 2 ayrı projenin onayını bekliyoruz. Bu projelerde annelerin alacağı eğitimlerle yetkinlik kazanmaları ve istihdama katılarak kendi işletmelerini kurmaları, diğerinde de mavi yaka annelerimizin doğum dolayısıyla işten uzaklaşmalarından dolayı yaşanan sıkıntılara bulunabilecek çözümleri ele alacağız.

UZUNDURUKAN:  Son günlerde kadın cinayetleri ve kadın hakları ne yazık ki en çok konuştuğumuz konu başlıkları. Bana göre örnek bir kadın ekolüsünüz. Bu anlamda da topluma, kadınlara mesaj verebilecek doğru insanlardan birisiniz. Ne söylemek istersiniz?

KALENDER: Öncelikle hem iltifatınız, hem de röportaj teklifiniz için çok teşekkür ederim. Kadın çok değerlidir. Kadınlar kendi öneminin ve değerinin ne zaman farkına varırsa, işte o zaman bu sorunlar da ortadan kalkacak. Kadın bunu nasıl bilir? Eğitimle. Bir insanı değiştirecek yegane şey eğitimdir. Bu kadar basit.

 Toplumumuz için tek dileğim, kız çocuklarımızın okuması için desteklenmesidir. Tüm Anadolu'nun adım adım dolaşılıp ailelerin tabulara, yanlış yapılandırılmış örf ve adetlere karşı bilgilendirilip kız çocuklarının evlendirilmemeleri için korumaya alınmaları ve eğitim hayatlarının devam etmesini sağlamaktır.